Davutoğlu: Tarihi fırsat tekrar önümüze geldi

Kategori : Genel, Güncel, Siyaset - Etiketler : - Tarih : 07 Ocak 2015

basbakan-davutoglu-ar-ge-ye-16-milyar-lira

 

ANKARA (06 Ocak) -  Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Şimdi yeni teknolojilerinin önümüzü açtığı dönemde, aslında bilgi ve teknoloji alanında öncülük yapma şansının tekrar tarihi fırsat olarak önümüze geldiği süreçten geçiyoruz.” dedi.

 

Gölbaşı Vilayetler Evi’nde düzenlenen Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu toplantısının açılışında konuşan Davutoğlu, geçmiş medeniyetlerin kurulması, gelişmesi süreçlerinde insanoğlunun bilgi sahibi olabilme, muhakeme geliştirebilme, bilgiden bilim ve teknoloji üretme kapasitesinin, medeniyetleri oluşturan ana faktörlerden biri olduğuna vurgu yaptı.

Medeniyet kavramının kendisinin dahi varlık, bilgi ve değer paradigması etrafında şekillendiğine işaret eden Davutoğlu, şunları söyledi:

 

“Her bir değişim, yeni varlık felsefesi, yeni bir bilgi felsefesi, yeni değerler sistemiyle insanlık tarihinde yeni bir aşamaya geçişi temsil eder. Bu açıdan baktığımızda, bugün karşı karşıya olduğumuz temel meselelerden birisi, var olan bilgi anlayışını bilime dönüştürebilme kabiliyeti ile ülkemizin diğer ülkelerle olan rekabet gücünü artırabilmesidir.”

 

İnsanoğlunun, geçmişte üç önemli paradigmatik değişimden geçtiğini belirten Davutoğlu, “Bu süreçlerde, bilgi üretim kapasitesine sahip ve öncülük yapan topluluklar, halklar, milletler, ülkeler bir sonraki dönemde yönlendirici öncü nitelik kazandılar. Bu gelişmeleri takip edemeyenler ise çağın gerisinde kaldılar, diğerlerinin ürettiği bilgiye, diğerlerinin ürettiği teknolojiye ram olmak, onun mahkûmu olmak, onun aktarıcısı olmak realitesiyle karşı karşıya kaldılar.” diye konuştu.  Davutoğlu,  “Bizim tarihimizde, devletlerimizin yükselişi o bilgi paradigmasını ahlak ile bütünleştiği yerlerde siyasal bir düzen kurabilmesiyle söz konusu oldu.” ifadesiyle şunları söyledi:

 

“O anlamda kadimin son merkeziyiz. Anadolu toprakları da Harran Üniversitesinden, Harran’ın geçmiş o bilgi merkezi olma niteliğinden bugüne kadar bu kadim kültürünün harmanlandığı, geliştiği bir merkez niteliğini hep korudu. Daha sonraki dönemde ikinci önemli aşamada kadim bilim anlayışından, sanayi devrimi ile gelişen bilgi paradigmasına geçişte, maalesef aynı süratle o teknolojik gelişmeleri takip etme imkânı bulamadığımız için ve sanayi devriminin sonuçlarını sebeplerinden daha doğrudan alma yönünde bir tecrübe kazandığımız için önce sonuçları ve tüketim sonuçlarını sanayi devrimini ülkemize aldık, daha sonra teknolojisini ülkemize almaya gayret sarf ettik ve aramızdaki fark, sanayi devrimiyle gelen bilimsel paradigmayı kullanan ülkelere göre,  o devrimin öngördüğü teknolojik dönüşümü yaşayan ülkelere göre gücümüz de göreceli olarak azaldı ve uluslararası rekabette bu anlamda son 200 yıl öncülük yapmaktan daha çok teknoloji uyarlamaya, takip etmeye ayarlı bir tecrübe yaşadık.”

 

Başbakan Davutoğlu, 1990’lı yıllardan sonra, iletişim teknolojinin devreye girmesiyle bu sefer yine bilgi ve bilgiye dayalı teknolojinin uyarlanması anlamında daha çabuk intibak eden bir süreç yaşandığını ifade ederek, şöyle konuştu:

 

“Ancak hala iletişim teknolojisi bağlamında da teknoloji üretmekten daha çok teknolojiyi çabuk kullanan, çabuk intibak eden ama nihayetinde kullanan ve tüketen bir toplum niteliğini tümüyle dönüştüremedik. Şimdi yeni teknolojilerinin önümüzü açtığı dönemde, aslında bilgi ve teknoloji alanında öncülük yapma şansısının tekrar tarihi fırsat olarak önümüze geldiği süreçten geçiyoruz. “

 

Son 12 yılda gerçekleştirdikleri ekonomik hamlelerin son derecede bir başarı hikâyesi itibarıyla gıpta ile takip edildiğini vurgulayan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

 

“Şimdi insan kaynağımızın, bilim ve teknolojiyle buluştuğu ve bir anlamda hem niceliksel hem de niteliksel bir dönüşümü beraberinde getiren yeni bir hamle dönemini başlatmak durumundayız. Bu da tek tek insan kaynağımızın eğitim düzeyini yükseltmek, yeni ve ufuk açıcı bir zihniyet inşa etmek, öğrencilerimizi geleceğe hazırlarken sadece meslek sahibi olmak değil aynı zamanda bilgi paradigmasının bütünün dönüştürebilecek şekilde güçlü alt yapıya sahip olmak idealiyle yetiştirmek durumundayız. Nihai ölçüde ülkelerin, devletlerin en büyük kaynağı, insan kaynağıdır.”

 

Toplantının en önemli gündem maddelerinden birisinin, doktora derecesine sahip insan kaynağının nicelik ve niteliğinin artırılması olduğuna işaret eden Davuğtolu, şöyle dedi:

 

“Çünkü hala genel ortalama itibarıyla nüfusumuz, sık sık Bakanlar Kurulu’nda gündeme geldiği gibi, orta iki ya da orta üçten, liseden terk bir ortalamaya sahip nüfus. Süratle bunu, ortalama üniversite düzeyine çıkarmak durumundayız. Üniversite mezunu olan kitlelere sahip olduğumuzda eğitim vasatı itibarıyla bunları bir anlamda bilimsel düşünceye sevk edecek, yeni bir akademik süreçlerin yeni akademik anlayışının da yeşermesi lazım. “

Facebook'ta Paylaş
Yorum Yaz
Ad Soyad :
E-mail :
Yorum :