Çözüm sürecinde muhatabımız şu ya da bu örgüt değildir

Kategori : Genel, Güncel, Siyaset - Etiketler :, , , , - Tarih : 16 Ekim 2014

numan_kurtulmus_2_625-jpg20141016143233

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Türkiye, çözüm süreciyle ilgili hassas bir noktadan geçiyor. Çözüm sürecinde muhatabımız, çok açık söylüyorum, şu ya da bu örgüt değildir. Çözüm sürecinde muhatabımız başta bölge halkı olmak üzere bütün Türkiye’dir” dedi.

Kurtulmuş, eşi Sevgi Kurtulmuş ile Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinin (MAKÜ) akademik açılış törenine katıldı. MAKÜ Sergi ve Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen törende ilk dersi veren Kurtulmuş, son günlerde Suriye’de, Kobani’de (Ayn el Arap) yaşanan olaylara değindi.

Türkiye’nin zor bir dönemden geçtiğini, çemberin her geçen gün daraldığını belirten Kurtulmuş, “Dün yanıyor dediğimiz ülkeler uzaktaydı, bugün yanıyor dediğimiz ülkeler karşımızda, 1 kilometre. Kobani’de yangın var. Oradaki silah buraya geliyor, oradaki barut kokusunu sınırda hissediyorsunuz” diye konuştu.

“Aklımız, imanımız, ceddimiz ve geçmişten aldığımız gücümüzle Allah’ın izniyle bu fitneleri de aşacağız, bu ülkenin de bu coğrafyanın da birliğini beraberliğini koruyacağız” diyen Kurtulmuş, bu bakış açısının herkese hakim olmasını temenni etti.

Türkiye’nin, Suriye politikasında bataklığa doğru çekilmeye çalışıldığını ifade eden Kurtulmuş, kimilerinin Türkiye’yi bu alanda harekata zorladığını kaydetti. Bir taraftan Türkiye’nin mültecilerin baskısı altında kaldığını dile getiren Kurtulmuş, yaklaşık bir ay önce Kobani’den mülteciler geldiğini, 18 saatte 70 bin Kobanili mülteciye sınırda ev sahipliği yapıldığını anlattı.

Dünyanın hiçbir ülkesinin, ne kadar güce sahip olursa olsun 70 bin insanı 18 saat içinde kabul etme becerisini gösteremeyeceğini vurgulayan Kurtulmuş, 3 gün içerisinde de 200 bin Kobanili’nin Türkiye’ye geldiğine işaret etti.

Birilerin kara propaganda yaptığını, Türkiye’nin Kürtleri almayacağı yönünde açıklamalar yapıldığına dikkati çeken Kurtulmuş, “Türkiye, tüm bu propagandalara karşı hiçbir insanı etnik kimliğine bakmaksızın sınırlarına kabul etti. Türkiye diye üzerinde konuştukları toprak parçası, sıradan bir toprak parçası değildir. Burası insanlığın son kalesidir, burası insanlığın vicdanıdır” diye konuştu.

Türkiye’de bugün yaklaşık 1,5 milyon Suriyeli mültecinin bulunduğunu, 2011 yılından bu yana bu kişilere 4 milyar dolar yardım yapıldığını bildiren Kurtulmuş, yardımları yaparken hiçbir şekilde “oflayıp puflamadıklarını” ifade etti.

Türkiye’nin yardımlar konusunda dünya birincisi olduğunun altını çizen Kurtulmuş, “Biz çok mu zenginiz. Esas zenginlik cebimizdeki paranın miktarı değil, gönül, ufuk zenginliğidir” diye konuştu.

Çözüm süreci

Kurtulmuş, son olaylara ilişkin Türkiye’de bazı çevrelerin karamsarlık içerisinde olabildiklerine dikkati çekerek, karamsarlığa gerek bulunmadığını söyledi.

Türkiye’nin büyük bir medeniyet birikimine sahip olduğunu, bu birikimin kendilerine büyük sorumluluk ve zorunluluk yüklediğini vurgulayan Kurtulmuş, “Allah’a şükür ki arkamızda şerefli bir gölge vardır, güzel bir gölge vardır, onunla birlikte yürüyeceğiz ve yanlışları düzelteceğiz” dedi.

Ortaya çıkan olaylara herkesin üzüldüğünü, vatandaşların ölmesini kabul edilebilir görmediklerini dile getiren Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye, çözüm süreciyle ilgili hassas bir noktadan geçiyor. Çözüm sürecinde muhatabımız, çok açık söylüyorum, şu ya da bu örgüt değildir. Çözüm sürecinde muhatabımız başta bölge halkı olmak üzere bütün Türkiye’dir. Bütün Türkiye, barışı, kardeşliği, bir kere daha yaşadı. Çok net söylüyorum, 2 senedir Türkiye’de barış ortamını yaşayan insanlar, bir daha hiçbir şekilde geri gidilmesine müsaade etmez. Kim ne isterse istesin, hangi rüyanın içerisinde olursa olsun, başta Kürt kardeşlerimiz, bölge halkı olmak üzere bu memlekette hiç kimse ayrılıkçı hiçbir harekete müsaade etmez. Hiçbir şekilde bunun gerçekleşmeyeceğini biliyor ve bunun için hesabımızı yapıyoruz.”

Çözüm sürecinde mücadelelerini sürdüreceklerini, bunda sonuna kadar kararlı olduklarına işaret eden Kurtulmuş, şöyle konuştu:

“Kim bitirmek isterse istesin, yüzde 90’ı zaten bitti, geri dönemezsiniz, az bir kısmı kaldı. Bunu yaparken de bizim esas karşımızdaki muhatabımız, hak ve özgürlükleri geliştireceğimiz insanlardır. Bunu yaparken kimse şunu zannetmesin; Efendim çözüm süreci devam ediyor diye Türkiye’nin ulusal güvenliği ihmal edilecektir. Güvenliğimiz ihmal edilmeyecektir. Demokrasi içerisinde bireysel haklarda asla geriye dönülmeyecek. Hiçbir şekilde şimdiye kadar kazandıkları hakların bir adım bile geri gitmesine müsaade etmeden Türkiye’de kamu düzenini kuracak adımları da gerçekleştireceğiz.”

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, bu memlekette vandalizme, sokak eşkıyalığına, insanlığın canını kastedecek olayların ortaya çıkmayacağını, daha özgür, hür Türkiye’nin olacağını kaydetti.

“Dünya büyük bir kriz yumağının içinden geçiyor”

Dünyanın büyük bir kriz yumağının içinden geçtiğini, bugün yaşanan sorunların bir asır boyunca devam eden krizin sonunda yaşandığını anlatan Kurtulmuş, “Eğer şartlar bugünkü haliyle devam ederse önümüzdeki 10 yıl daha devam edecek bir krizler, kaoslar dönemiyle karşı karşıyayız. Bunu bir musibet tellallığı yapmak için değil, durumu tespit etmek için sizlerle paylaşıyorum” diye konuştu.

Kurtulmuş, bugünkü veriler devam ederse küresel ölçekte yaşanan krizlerin yanında gıda, enerji, su krizlerinin de ortaya çıkacağını ifade etti.

Topyekun, medeniyet, küresel, düşünce kriziyle karşı karşıya kalındığını dile getiren Kurtulmuş, mevcut değerleri değiştirerek dünyada barışın hakim olması gerektiğini vurguladı.

Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılış sürecini anlatan Kurtulmuş, büyük imparatorluğun iç düzenine etnik fitneler sokulduğunu, insanların ayrıştırıldığını ve bu doğrultuda uzun bir süre barışın hakim olduğu büyük imparatorluğun parçalanarak Anadolu topraklarında sıkıştırıldığını kaydetti.

1. Dünya Savaşı’nda istenilen düzenin kurulmaması üzerine 2. Dünya Savaşı’nın yaşandığını, birçok masum insanın, sivil halkın öldüğüne işaret eden Kurtulmuş, bugünkü düzenin ortaya çıktığını belirtti.

2. Dünya Savaşı’ndan sonra silahların sustuğunu ancak soğuk savaşların başladığını söyleyen Kurtulmuş, sağ-sol davalarıyla Türkiye’nin ağır faturalar ödediğinin altını çizdi.

Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla yeni düzen kurulacağının zannedildiğini ancak istenilen düzenin kurulamadığını ifade eden Kurtulmuş, “80’li yılların ortalarında ve 90’lı yıllarda silahlara ayrılan paraların insani değerlere ayrılacağı yazılıp anlatıldı fakat 24 yıl sürede çıkan iç savaşlarda, 2. Dünya Savaşı’nda ölen insanların sayısından daha fazla insan kaybedildi” diye konuştu.

Köyleri, kasabaları, şehirleri bölünmüş bir ülke: Suriye

Suriye’de yaşanan iç savaşa değinen Kurtulmuş, bugün Suriye’nin köylerinin, kasabalarının, şehirlerinin farklı farklı kesimler tarafından bölündüğünü belirtti. Haritaya baktıklarında acı bir tabloyla karşılaştıklarını dile getiren Kurtulmuş, dünyada gücü elinde bulunduranların barışa dayalı bir düzen kurmak istemedikleri için bu tabloların yaşandığını ifade etti.

Dünyada yeni bir değişime ihtiyaç duyulduğuna işaret eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Değişim kağıtlar üzerinde, mimari, siyasi yapıların değişmesiyle mümkün olamaz. Değişimin önce zihinlerde ve vicdanlarda başlaması gerekir. Örneğin Mısır. İnsanlar Mübarek dönemini bitirmek için sokağa döküldü. Seçimle yeni bir yönetim işbaşına geldi ancak bu yönetim de başkaları tarafından halkın istekleri dışında yönetimden indirildiği. Mısır, bugün çok daha kötü bir durumda.”

Bir asır öncesi senaryo yeniden oynanıyor

Bugün bir asır öncesi oynanan senaryonun neredeyse tıpatıp aynısının uygulandığını öne süren Kurtulmuş, Osmanlı Devleti’nin etnik fitne sokularak 10 yıl içinde çöküş sürecine girdiğini kaydetti. İnsanlara, ‘Sen Arnavutsun, sen Türksün, sen şusun, busun’ denildiğini, etnik kimliklerin verildiğini ve devletin yıkıldığını kaydeden Kurtulmuş, şunları söyledi:

“Şimdi aynı oyunu bir asır sonra bir kez daha ortaya koymaya çalışıyorlar. Aynı oyunu uzunca bir süredir, 1990’lı yılların başından itibaren İslam coğrafyasında uygulamaya çalışıyorlar. İnsanlar, hiç bilmedikleri, hiç anlamadıkları etnik farklılıkları üzerinde ayrıştırılmaya çalışılıyor, mezhebi farklılıkları üzerinden ayrıştırılmaya çalışılıyor. İslamın iç savaşı çıkartılmaya çalışılıyor. Bütün dünya bilsin ki Türkiye olduğu müddetçe, Türkiye’nin gücü olduğu müddetçe İslamın iç savaşının çıkartılmasına asla müsaade etmeyeceğiz.”

Törende konuşan Burdur Valisi Hasan Kürklü de yeni akademik yılın hayırlı uğurlu olması temennisinde bulundu.

MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Saatcı ise 7 yıllık geçmişe sahip üniversite hakkında bilgi verdi.

Törende müzik dinletisi, halk oyunları gösterisi ile MAKÜ’nün tanıtımı yapıldı.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, daha sonra Yrd. Doç. Şemsettin Ziha Dağlı’nın ebru sergisini gezdi.

Facebook'ta Paylaş
Yorum Yaz
Ad Soyad :
E-mail :
Yorum :